 
		Impostor Sendromu: Başarılı İnsanların Gizli Mücadelesi
“Bu işi ben mi hak ettim gerçekten?”
“Bir gün herkes aslında yeterli olmadığımı anlayacak.”
Bu cümleler tanıdık geliyorsa, muhtemelen sen de Impostor Sendromu’nun gölgesinde yaşıyorsun.
Başarıya rağmen içten içe bir sahtekâr gibi hissetmek… Üstelik bu duyguyu en çok da gerçekten başarılı insanlar taşıyor.
Impostor Sendromu Nedir?
1978 yılında psikologlar Pauline Clance ve Suzanne Imes tarafından tanımlanan bu sendrom, bir akıl hastalığı değil; davranışsal bir olgu.
Kişi kendi başarılarını içselleştirmekte zorlanır, yeterliliğini inkâr eder ve bir gün “gerçek yüzünün” ortaya çıkacağından korkar.
Yaygın iç sesler şöyle der:
– “Bu işi hak etmiyorum.”
– “İnsanların sandığı kadar iyi değilim.”
– “Sadece şanslıydım—yakında sahtekâr olduğumu anlayacaklar.”
Kimler Yaşar?
Sosyal statü, eğitim seviyesi ya da deneyim fark etmeksizin herkes bu duyguları yaşayabilir. Ancak özellikle şu gruplarda daha sık görülür:
– Akademik başarıya odaklı öğrenciler
– Rekabetçi iş dünyasında yer alan profesyoneller
– Ailesinde ilk kez üniversiteye giden bireyler
– Azınlık gruplardaki yüksek başarılı kadınlar
Beş Yaygın Impostor Profili
Dr. Valerie Young’ın çalışmalarına göre Impostor Sendromu genellikle şu beş kalıpla kendini gösterir:
1. Mükemmeliyetçi: Hedeflerini uç noktaya koyar. En küçük hatada kendini başarısız hisseder.
2. Süper Kadın / Süper Adam: Yetersizlik hissini bastırmak için kendini iş yüküyle boğar.
3. Doğuştan Zeki: Başarı çabasız gelmeli diye düşünür; zorlandığında kendini değersiz hisseder.
4. Yalnız Çalışan: Yardım istemek ona göre zayıflıktır. Her şeyi tek başına yapmalıdır.
5. Uzman: Kendini yalnızca bilgi seviyesiyle tanımlar. Bilmediği bir şey varsa “sahtekar” olduğunu düşünür.
Tetikleyiciler Nelerdir?
Impostor Sendromu çoğunlukla şu dönemlerde su yüzüne çıkar:
– Yeni bir rol veya terfi
– İş değiştirme, sektörel geçişler
– Aile veya kültürel baskıların yoğunluğu
– Performansa odaklı ve destekten yoksun iş ortamları
Zararları Nelerdir?
Uzun vadede bu sendrom şunlara yol açabilir:
– Tükenmişlik ve anksiyete
– Kariyer tatmininde düşüş
– Risk almaktan kaçınma
– Aşırı çalışmaya rağmen verim düşüklüğü
Zararları Nelerdir?
Bu düşünce yapısı tamamen yok olmayabilir, ancak etkili şekilde yönetilebilir. İşte bazı öneriler:
Belirtileri Tanıyın:
İç sesiniz size acımasızca konuşuyorsa, bunu fark edin. Bu farkındalık dönüşümün ilk adımıdır.
Düşünceleri Yeniden Çerçeveleyin:
“Buraya ait değilim” demek yerine “Burada olmayı hak ettim” deyin. Başarınızı küçümsemeyin.
Konuşun:
Bu duyguları paylaşmak iyileştiricidir. Mentorlarınızla, arkadaşlarınızla veya bir profesyonelle konuşun.
Başarılarınızı Kaydedin:
Aldığınız övgüleri, başardığınız işleri bir yere not alın. Zihniniz unutur, kağıt unutmaz.
Destek Alın:
Psikolojik danışmanlık ya da koçluk süreci, bu içsel savaşı dengelemek için güçlü bir araç olabilir.
Sonuç: Sahtekar değilsin! Sadece insansın!
Impostor Sendromu, mükemmellik arayışındaki birçok insanın sessiz yol arkadaşıdır. Mesele onu tamamen susturmak değil, sesini kısıp başarıyı sahiplenmeyi öğrenmektir. Unutma: En başarılı insanların bile içinde bir “sahtekâr sesi” olabilir. Önemli olan ona inanmamak.
Mesut KOS

 
							 
							