Dünyada çok az rejim, otoriterliğin hanedanlaşmış hâlini Kuzey Kore kadar uzun ömürlü ve sistematik şekilde uygulayabilmiştir. 1948’de Kim İl-sung’un temellerini
Kaddafi, 1 Eylül 1969’da Kral İdris’i devirerek iktidarı ele geçirdiğinde yalnızca 27 yaşındaydı. Anti-emperyalist bir söylemle, Arap birliği, İslam ahlâkı
20.yüzyıl Avrupa’sı, otoriter liderliklerin gölgesinde şekillendi. Ancak bu karanlık tabloda Mussolini’nin yeri bir “ilk” olarak apayrıdır. Faşizmi yalnızca uygulayan değil,
Otoriter rejimler yazı dizisinde bu kez coğrafyayı biraz daha doğuya çeviriyorum. Almanya’da Hitler, Paraguay’da Stroessner, Arnavutluk’ta Enver Hoca ve Romanya’da
Romanya’nın 20. yüzyıl sonundaki çöküşü, bir halkın açlığı ile bir liderin ilahlaştırılması arasında inşa edilmiş otoriterliğin çarpıcı bir örneğidir. Nicolae
Arnavutluk’un yarım yüzyıla yakın geçmişi, otoriterliğin yalnızca baskıyla değil, yalıtılmışlıkla da kurulduğunun öğretici bir örneğidir. Enver Hoca ve İzole Arnavutluk
Otoriterlik her zaman darbeyle gelmez; bazen sandıkla gelir, yasayla güçlenir ve hukuk kisvesi altında kurumsallaşır. Demokrasiyle Gelen Otoriterlik Tarih kitaplarında
İlker Yıldız’ın kaleminden vize sorununa farklı bir bakış. Schengen Değil Saygınlık Krizi Türkiye’de yurtdışına seyahat etmek, özellikle Avrupa Birliği ülkelerine